Birleşik Krallık’ta kömür kullanımından enerji depolamaya geçiş

2015 yılına kıyasla 2016 yılındaki kömür kullanımı rekor sayılabilecek yüzde 52 oranında düşmüştür ve bunun nedeni de büyük oranda ucuz gaz, ülke içi yüksek karbon fiyatları ve hızla gelişen – ve gitgide istikrarlı hale gelen– yenilenebilir enerji pazarıdır. Bunun sonucu olarak, son dönemde ortaya çıkan rakamlar Birleşik Krallık karbon emisyonlarının Viktorya döneminden beri neredeyse hiç görülmemiş seviyelere düştüğünü göstermektedir. Kayıtlara geçen – bu en büyük azalma{ut}artan yağ ve gaz emisyonlarıyla kısmen dengelenmiş olsa da, yenilenebilir enerjinin düşmekte olan maliyetinin Birleşik Krallık’ta gerçekte anlamda bir etki yarattığı açıktır. Planlandığı şekilde kömür ve karbon vergilerinin aşamalı olarak azaltılmasıyla, düşük karbon ekonomisine yönelik önemli adımlar atılmaktadır. Yine de, Birleşik Krallık’taki enerjinin geleceği yenilenebilir enerjiye bağlı olacaksa, bu enerji kaynaklarını şebekeye bağlayacak etkili depoloma büyük önem arz edecektir. Enerji depolaması ülkenin enerji altyapısını daha dirençli hale getirecek ve daha da önemlisi temiz enerji kaynaklarına güvenmeyi sağlayacak bir anahtar olacaktır.

Yenilenebilir enerjiye güvenmeyi öğrenmek

Yenilenebilir enerjiye uzun süre şüpheyle yaklaşılmıştır. Pek çok politikacı yenilebilir enerji kaynaklarının güvenilir olmadığını öne sürmektedir, bu da politikaların sık sık değişmesinden dolayı pazarın inişli çıkışlı bir hal almasına neden olmuştur – bu durumda yenilenebilir enerjinin meslek ve enerjide bağımsızlığı gibi faydalara olan etkisinin pek göz önüne alınmadığı görülmektedir. Yine de, teknolojinin gelişmesiyle birlikte yenilebilir enerjinin maliyetinin sürekli azalması, Birleşik Krallık’ta karbon azaltımı konusundaki taahhütleri karşılamak için gerekli olandan daha yavaş olsa da, Birleşik Krallık pazarını büyütmüştür. Yenilenebilir enerjilere karşı en büyük iddalardan bir tanesi, bunların fosil yakıtlar gibi istikrarlı bir güç üretememeleridir. Bu konudaki yaygın söylemlerden bir tanesi de rüzgarın her zaman esmemesi ve güneşin de gece parlamamasıdır. Tabii ki bu söylemlerin doğruluk payı vardır ama daha temiz bir geleceğe geçmek aşamasında olduğumuz unutulmamalıdır, bu bir gecede gerçekleşecek bir değişim değildir. Bu süreç tabii ki zaman alacaktır, fakat günü geldiğinde yenilenebilir ve temiz enerjiyi kullanıyor olacağımız da bir gerçektir. Bahsettiğimiz bu süreç şebekede bulunan yenilenebilir enerjinin aralıklı kullanımını optimize etmeye yardım eden pil depolamanın azalmakta olan maliyetiyle hızlandırılmaktadır ve bu da fosil yakıtlara duyulan güven azalırken, Birleşik Krallık’ta temiz ve yenilenebilir enerjinin kullanımı olasılığını daha da arttıracaktır. Yenilenebilir enerji kaynakları işletmelerde veya evlerde gerekenden daha fazla enerji ürettiğinde, artan enerji güvenli bir şekilde depolanabilmektedir. Bu enerji talebin en yoğun olduğun zamanlarda salınabilmekte, bu da geleneksel yakıt kullanımı ihtiyacının azalması anlamına gelmektedir.Bu da Birleşik Krallık enerji arzının karbon ayak izini azaltmaktadır. Bu enerjinin şebeke içinde herhangi bir yerde veya tüketiciye air özel yapılarda tutulabilmesi mümkündür, böylece zararlı emisyonlar ortadan kaldırılabilmekte ve masraflardan tasarruf sağlanabilmektedir. Emisyon azaltma hedeflerini karşılamak ve ülke çapında düşük karbon ekonomisine yönelmek için, yenilenebilir enerji  kaynaklarına güvenmeyi öğrenmemiz gerekmektedir. Yol gösteren enerji depolama çözümlerinin yaygınlaştırılması bu süreçte büyük önem arz edecektir.

“Sayaç ekonomisiyle’’ daha dirençli bir şebeke yaratmak

Untitled-2Depolamanın diğer bir ilginç uygulaması mikro şebekelerde gerçekleşmektedir, bu uygulama güvenilirliği arttırırken verimli ve ekonomik enerji üretimi ve dağıtımını da amaçlamaktadır. Yerel, dağıtılmış elektrik üretiminin hayata geçirilmesi ve depolama şebekenin bölümleri ve kritik tesislerin gerekli olduğunda daha geniş ülke içi şebekeden bağımsız olarak işletilmesine olanak tanımakta bu da öngörülemeyen potansiyel elektrik kesintilerinin azaltılmasına yardımcı olmaktadır. Bu – büyük veya küçük– mikro şebekelerin bir parçası olan depolama sistemleri performansı arttırarak ve karbon oluşumunun kullanımını azaltarak şebekeye yan hizmetleri de sağlayabilmektedir. Enerji depolama, işletmelere ve tüketicilere enerji masraflarını optimize etme seçeneğini sunmakta ve gelecek için esnekliği sağlamaktadır. Daha akıllı ve çevre dostu bir enerji şebekesine geçişi desteklerken işletmeleri elde edilecek ekstra gelirler konusunda eğitmek ve bilgilendirmek için işletmelerle birlikte çalışan gelişmiş toplayıcıları halihazırda görmekteyiz.

Yatırım fırsatı

Yenilenebilir enerji kaynaklarının kömür kullanımından doğan ihlal tam olarak müdahil olabilmesi için depolamaya yapılan yatırımın yine de arttırılması gerekmektedir. Enerji depolama teknolojilerinin sürekli düşen fiyatları bugün gitgide daha uygulanabilir ve çekici bir yatırım fırsatını ortaya çıkarmaktadır – fakat Britanya’da bulunan
pek çok işletme işletme henüz bu potansiyelin farkında değildir. Özel bir iş alanında paradan tasarruf sağlanması söz konusu olduğunda ve ticari bir perspektiften bakıldığında enerji depolama teknolojisini anlaşılması zor olabilir. Bununla birlikte, ihtiyaç fazlası enerjiyi yan hizmetler yoluyla şebekeye geri satma seçeneği elektrik masrafını dengelemeye yardım edecek ve işletmelerin kullanımını gözle görülür bir şekilde güçlendirecek yeni gelir akımları yaratmaktadır. Yan hizmetler pazarına girerken engelleri kaldıracak
olan Birleşik Krallık düzenleyici çerçevesini benimsemek bu seçeneği ve sağlıklı enerji sisteminin gelişiminin daha iyi desteklenmesini kolaylaştıracaktır. Daha temiz bir geleceğe geçiş Birleşik Krallık’ın kömür kullanımından uzaklaşıp yenilenebilir enerjiye yönelmesiyle hali hazırda gerçekleşmektedir. Enerji depolama bu eğilimi hızlandıracak ve Birleşik Krallık için temiz, istikrarlı ve uygun maliyetli elektriğin tedarik edilmesine yardımcı
olacaktır.

#depolama, #yenilenebilir, #