Mavisis, ödüllü yerli teknolojileriyle sektöre değer katıyor

 

DMY Elektronik Yatırımlar Yatırım ve Üretimlerden sorumlu İcra Kurulu Üyesi Levent Gülbahar yatırımlarına hızla devam ettiklerini belirtti ve Afrika bölgesindeki enerji ihtiyacına yönelik faaliyetlerini; “AB işbirliği ile Mali bölgesinde fakir ve evsiz halkı yuva sahibi yapabilmek için hayata geçirilen projede ilk etapta 3000 adet prefabrik ev yapımı anlaşması imzalanmıştır. Bizlerde bu yapılara güneş enerji sistemleri ile enerji sağlayacağız” şeklinde ifade etti.

Öncelikle firmanızdan ve çalışmalarınızdan bahseder misiniz?

DMY Elektronik Yatırımlar Grubu olarak elektronik, enerji, LED’li aydınlatma, elektronik kart dizgi, kesintisiz güç kaynakları, endüstriyel otomasyon gibi faaliyet kollarının yanı sıra güneş enerjisi tarafında da yatırımcı, EPC ve inverter üreticisi kimliğiyle faaliyet göstermekteyiz.

Grup şirketlerimizden EPC faaliyetlerini yürüten Savior Solar’ın başlıca faaliyet kolları; Perakende satış kanalı ile Türkiye genelinde bayi ve şube kanalı üzerinden son kullanıcıya erişim, Orta Ölçekli GES projeleri: Solar sulama sistemleri, Çatı GES projeleri, Off-Grid solar sistemler, EPC(Anahtar teslim) GES arazi uygulamaları, GES İşletmesi ve bakımıdır.

Bir diğer grup şirketimiz olan yerli inverter üreticisi Mavisis’in ise başlıca faaliyet alanları şöyle;

GES projeleri, Off-Grid Solar Sistemler, Çatı Solar Sistemler ve özel solar projeler için çeşitli tür ve özellikte Evirici ve diğer Güç Elektroniği ekipmanlarının AR-GE çalışmalarının yapılması, seri üretimlerinin gerçekleştirilerek, pazarlama&satışı ve satış sonrası hizmetlerin verilmesi. Yerli inverter kullanılması, yerli teşviklerin dışında Türkiye şartlarına göre uygun tasarım ve daha düşük ışıma değerinde (150 VDC eşik gerilimi) start etmesi nedeniyle yurtdışı kökenli inverterlere göre %4 ya da %6 daha fazla enerji hasat edebilmesi avantajını sunmaktadır.

Bunun dışında grup firmalarımızdan kesintisiz güç kaynakları alanında 30 yılı aşkın süredir üretim yapan Tescom ve özel üretim kabiliyeti olan ve güç elektroniği alanında ürün ve mühendislik çözümleri sunan EPC de, solar ile ilgili off grid ve hybrid inverter üreticisidir.

 

EPC anahtar teslim kurulumları hangi hizmetleri içeriyor? Yatırımcılar sizi seçtiği takdirde ne gibi avantajlara sahip olacaklar?

EPC anahtar teslim kurulumunun hizmet kapsamını 6 ana başlıkta toparlayabiliriz;

Arazi geliştirme; bu ilk aşama arazi bulma, ön fizibilite değerlendirme, proje desteği ve tüzel kişiler oluşturma süreçlerini kapsamaktadır.

Proje Finansmanı Planlaması; bu aşama ön finansman, borç ve öz sermaye planlaması, vergi ve sigorta planlaması, sözleşmelerin hazırlanması, denetimi, müzakereler ve finansal kapanışı kapsamaktadır.

Mühendislik; mühendislik aşamasında genel yerleşim ve vaziyet plan çizimi, doğru topoloji, doğru ve birbiriyle uyumlu ürün seçimi, maliyet analizi, verimlilik hesaplama, detaylandırılmış mühendislik ve elektrik planları, modelleme ve görselleştirme çalışması yapılmaktadır.

Tedarik; Tedarik aşaması ekipman satın alma anlaşmaları ve lojistik süreci kapsamaktadır.

İnşaat; bu aşama proje koordinasyonu, saha denetimleri, kalite kontrolleri, devreye alma ve sertifikalandırma süreçlerini kapsamaktadır.

Yatırım yönetimi; yatırım yönetimi aşaması da teknik gözlem ve analizler, işletme, bakım, muhasebesel işler ve planlamayı kapsamaktadır.

Yatırımcılar bizi seçtiği takdirde, Elektronik & Güç Elektroniği sektöründe ‘35 yılı aşkın’ tecrübemiz, solar enerji sektöründe proje ve kurulumlarında 10 yıldan fazla deneyimli ve konusuna hâkim mühendis kadromuz, saha teslim edilirken eğitimli güvenlik, yedek malzeme deposu(en ince detaya kadar), peyzaj uygulamaları gibi tüm detayların tamamlanmış olması avantajlarına sahip olacaklar.

En büyük avantajımız ise sektörel tecrübemize dayanarak, projenin tüm etaplarını en ince ayrıntısına kadar planlayarak yönetebilmemiz. Keza solar sektörde yönetmelikler ışık hızıyla değiştiği için bu dinamizme en hızlı ayak uyduran kazanan oluyor.

 

Kurulumlarınızda hangi şartlarla kaç yıl garanti sunuyorsunuz?

Biz standart olarak elektronik cihazlara 2 yıl, kuruluma 5 yıl, panellere 10 yıl garanti verebiliyoruz. İlave bir bedel karşılığında sunmuş olduğumuz garanti süresi uzatılabilmektedir. Saha işletme ve bakımı için ayrıca sözleşme yapıyoruz. Bunun akabinde her sene belirli periyodlarla saha bakımları ve saha ile ilgili oluşabilecek tüm problemler ile yakından ilgileniyoruz. Bu konuda hali hazırda ekipmanlarımız ve ekibimiz bulunmaktadır. Saha işletme ve bakım kısmında minimum 5 yıllık sözleşmeler ile ilerlemenin doğru ve sağlıklı olduğunu düşünüyoruz.

 

Kısa ve uzun vadedeki hedef projelerinizden bahseder misiniz?

Türkiye’deki mevzuat değişikliklerinden dolayı uzun vadeli hedef ve plan yapmak bu sektörde zorlayıcı oluyor. Ancak kendi yatırımlarımız ile uzun vadede güneş enerjisi sektöründe yatırımcı ve EPC olarak ülkemize değer katmaktan vazgeçmeyeceğiz. Perakende sektöründeki yüksek pazar payımızı daha da arttırarak, ürün gamımıza eklediğimiz ve ekleyeceğimiz ürünler ile özellikle son kullanıcılar açısından sektörü ilgi çeken bir yapı haline getirmeyi düşünüyoruz.

Yurtiçi ve yurtdışında takip ettiğimiz projelerimiz ile kısa vadede birçok projeyi hayata geçirdik. Kahramanmaraş, Antalya ve Ankara’da bulunan toplamda 17MW projelerimizi tamamlayıp Türkiye’de yeni yatırımlarımıza hızla devam edeceğiz. Ayrıca özellikle son dönemlerde Afrika bölgesindeki enerji ihtiyacına yönelik bireysel ve toplu kullanımlar açısından geliştirilen yeni projelerimize devam ediyoruz. Özellikle Mali’deki projemizde hükumet ve AB işbirliği ile Mali bölgesindeki fakir ve evsiz halkı yuva sahibi yapabilmek için hayata geçirilen projede ilk etapta 3000 adet prefabrik ev yapımı anlaşması imzalanmıştır. Bizlerde bu yapılara güneş enerji sistemleri ile enerji sağlayacağız.

Bunun dışında Mavisis firmamızla Türkiye’de Solar Evirici (inverter) pazarının gelişimine katkı sağlamak istiyoruz. Özellikle Merkezi Evirici pazarında oldukça yenilikçi ve teknolojik anlamda yurtiçi ve yurtdışı pazarlarda rekabet gücü oldukça yüksek bir ürünümüz var.

Pazarın gelişimiyle birlikte, arzımızı artırarak, şu an 25-30 MW seviyesinde olan üretim kapasitemizi 100 MW ve daha üstü seviyelere çıkarmayı hedefliyoruz. Sonraki aşamada da Türkiye’deki referanslarımızı kullanarak ihracat yapmayı planlamaktayız.

 

Türkiye’nin yenilenebilir enerji alanındaki konumunu nasıl yorumluyorsunuz? Yatırımcıyı teşvik hususunda ne gibi iyileştirmeler yapılabilir?

Türkiye enerji sektörü genelde yenilenebilir enerji ve özelde de güneş enerjisi alanında ilk adımını atmış fakat gerek başlangıçta doğru bir strateji ve yol haritası belirlememiş olmasından gerekse ilerleyen süreçte ortaya çıkan bazı fırsatçıların sektörü zarara uğratan girişimlerinden etkilenmiş ve yeni çıkartılan birçok kanun, kararname ve yönetmeliklerle önüne set çekilmesi nedeniyle durağanlığa girmiştir.

PV panellere uygulanan gözetim vergisinin arkasından Çin menşeli ürünlere uygulanmak istenilen anti – damping vergisi sektörü artık neredeyse durma noktasına getirmiştir.

Bir tarafta yerli üreticilerin korunması, diğer tarafta EPC hizmeti veren proje ve kurulum firmalarının durumu ve son olarak yatırımcı firmaların minimum maliyetli enerji santraline sahip olma düşüncesi bu sarmalın ana kollarını oluşturmuştur.

Bu arada katkı payı yarışmalarında önerilen yüksek bedeller nedeniyle önü tıkanan ve henüz hiçbir faaliyet göstermeyen lisanslı GES projelerinin yerini çok daha düşük maliyetli ve hızlı yürüyen çoklu 1’er MW’lık lisanssız GES projeleri almış, sonuç olaraksa devlet bu uygulamaları TM başına her bir özel veya tüzel kişi için 1’er MW ile sınırlandırmıştır.

Tüm bu uygulamalara ve anbean değişen yönetmeliklere rağmen güneş enerjisi sektörü duruma ayak uydurmaya, yoluna devam etmeye çalışmaktadır.

Şu aşamada gelinen noktada yaklaşık 600 MW GES tesisi kurularak faaliyete geçmiş, enerji üretmektedir, 2016 yılı sonuna kadar 950-1.000 MW’a ulaşması beklenmektedir. TEDAŞ onayı almış ve kurulmakta olan 400 MW’lık tesis ve 1.000 MW’lık proje vardır. Türkiye’nin 2023 yılı hedefi 8.000 MW olup bunun 3.500 -4.000 MW’ının YEKA projesi kapsamında kurulması beklenmektedir.

Bu arada başta Almanya olmak üzere birçok ülkede güneş enerjisi kurulumları ağırlıklı çatı uygulamaları ( Almanya’da %80 çatı, %20 GES ) şeklinde ilerlerken bizdeki uygulama %85 GES ve %15 çatı olarak sürmektedir, bunun da en baş nedeni çatı uygulamaları için ayrı bir teşvik mekanizmasının olmamasıdır.

Öncelikle teşviklerin üretici, yatırımcı ve tüketici tarafında (yenilenebilir enerji tüketim bedelinin daha düşük olması gibi) dengeli bir şekilde yayılması, yerli üretici korunmak istenirken yatırımcının önünün kesilmemesi, çoklu enerji üretim sisteminin doğru bir smart grid mantığı ile dengelenmesi ve yapılacak olan yerlileştirme yatırımlarının kesinlikle sadece üretim transferi değil, teknoloji transferi ve arge faaliyetlerini de içerecek şekilde planlanması, atıl yatırımlara gidilmemesi çok önemlidir.

#DMYElektronik #Mavisis #LeventGülbahar #OffGrid #solarsistemler #smartgrid #PVpaneller #EPC #Anahtarteslimkurulum #hybridinverter #GES #araziuygulamaları #YEKA #antidamping #Malibölgesi