“Milli Enerji Ve Maden Politikası” Tanıtım Programı

Bakan Albayrak, “Milli Enerji ve Maden Politikası” tanıtım toplantısındaki sunumuna, Türkiye’nin son 15 yılda çeşitli alanlarda yaşadığı dönüşümü anlatarak başladı. Gelecek dönemde de Türkiye’yi bir üst lige taşımak üzere yeni bir strateji için düğmeye bastıklarını belirten Albayrak, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın koyduğu vizyon çerçevesinde Türkiye’nin dünyanın ilk 10 ekonomisinden biri olması için bu vizyon çerçevesinde hareket edecek bir stratejileri olduğunu aktardı.

Albayrak, geçen 15 yıllık yolculuğu, ‘sessiz bir devrim’ olarak niteleyerek, “Yaşayarak bir dönüşüm ortaya koyduk. Kamunun payı azaldı ama azaltırken, hem ülkenizi büyütüyorsunuz hem de özel sektörün önünü açıyorsunuz. Böyle bir süreç yaşadık. Özelleştirmeler, yatırımlar, ihaleler, iptaller gibi birçok şey yaşadık ama bunlara rağmen mücadele ettik. Bu 15 yıllık sessiz devrimde Enerji Bakanlığı neler yaptı. Elektrikte kurulu kapasite 3 katına çıktı, elektrik üretimi 2 katından fazla bir noktaya geldi. Doğalgaz tüketimi neredeyse 3 katı arttı, doğalgaz konforunun ulaşmadığı Türkiye’de sadece 3 ilimiz kaldı. İnşallah, seneye bunu da bitiriyoruz. 81 vilayete doğalgaz altyapısını ulaştırıyoruz. Bu süreçte abone sayısını 4 katına çıkarmışız” değerlendirmesinde bulundu.

“Birlikte güçlü olmaya kararlılıkla devam edeceğiz”

Katılımcılara, “Büyük Türkiye’den bahsediyorsak, bunun altını enerjide nasıl dolduracağız?” sorusunu yönelten Albayrak, 15 Temmuz’un Türkiye’ye “dünyada ne olursa olsun ne yaşarsak yaşayalım birlikte ve güçlü olduğumuzda, bu ülkenin altından kalkamayacağı hiçbir şey yok” anlayışını öğrettiğini vurguladı.

“Bu hikaye bize çok büyük bir güç verdi” diyen Berat Albayrak, son 10 yılın ortalama enerji ithalatı maliyetinin 44 milyar dolar, maden ithalatının da 10,6 milyar dolar olduğunu anımsattı. Albayrak, yaklaşık 55 milyar dolarlık bir enerji ithalatı yapıldığına ve bunun cari açık açısından çok önemli bir noktada bulunduğuna işaret ederek, şöyle devam etti:

“Bu resmi sadece enerji politikaları ölçüsünde değil, büyüyen Türkiye’nin ekonomik altyapısı, özel sektörü ve bölgesel ve küresel bir oyuncu olması noktasında da stratejik vizyona ihtiyacımız var. Toplam elektrik tüketimimizin kırılımdaki payı çeşitlendirilmesi ve dengeli portföy oluşturulması noktasında kat edecek mesafemiz var. Kaynak çeşitliliği noktasında 2015’te yaşananlardan sonra almamız gereken mesafeler var. Son bir yılda gayri resmi olarak başlattığımız bu sürecin altyapısını nakış gibi örmeye başladık. İthalata bağımlı olduğumuz çeşitlilik anlamında yerli kaynakların payının artırılması noktasındaki yerli kaynaklardan elektrik üretimini 2016’da yüzde 49,3’le en yüksek seviyeye çıkardık. Bu durum, elektrik üretimindeki dışa bağımlılığımızı belli bir noktaya taşıdı. Bundan sonra hedef en az 3’te iki. Yerli kömürden elektrik üretimini de yüzde 23’le en yüksek seviyede arttırdık. Koskoca Türkiye’de darbe olmuş, Türkiye yüzde 3 büyüyor. Kamusuyla özeliyle tüm paydaşlarıyla yoluna devam ediyor. Buna kararlılıkla devam edeceğiz.”

Rüzgar türbini teknolojisinde muazzam bir yerlileştirmenin önünü açacağız”

Bakan Albayrak sunumunda, yerli kaynaklardan kömürün çok yoğun bir yatırım stratejisiyle ve dünyadaki en üst çevre kriterlerinin de ilerisinde bir çevreci yaklaşımla değerlendirileceğini dile getirdi.

Özellikle verimlilik altyapısını da kurarak yerli kömürle ilgili altyapının hazırlandığını ifade eden Albayrak, “Yerli kaynağımız varsa bunu sonuna kadar kullanmak zorundayız. Yenilenebilir kaynaklar noktasında hidroelektrik santralleriyle birlikte oluşturduğumuz kapasitemizin yanına güneş ve rüzgarı önümüzdeki 10 yılda 10’ar bin megavatı da devreye alarak, bu oranı arttıracağız. Stratejilerimizin en önemlilerinden bir tanesi, 60 yıllık rüya dediğimiz, iktidarımız döneminde sağlam temellerle adımlarını Akkuyu ile atmaya başladığımız nükleeri hızlı bir şekilde devreye alıp portföy içindeki payını en az yüzde 10’luk kapasiteye ulaştıracağız” diye konuştu.

Albayrak, geçen ay güneş enerjisinde yapılan ihalenin benzerinin rüzgarda da gerçekleştirileceğini belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Yerlileştirme, yerli üretim ve Ar-Ge başta olmak üzere rekabetçi, özel sektörü de oyuna dahil ederek Türkiye’nin bir oyuncu olması için önünü açmamız lazım. İki kritik adım attık biri güneşte diğeri rüzgarda. En büyük hayallerimden birisiydi güneş ihalesi. Çıkan netice çok ümit ve mutluluk verici. İthal panellerden üretilen elektriği 19,5 cente alan Türkiye, bu ihaleyle birlikte 6,99 cente düşürerek maliyeti 3’te birine indirdi. O sahada panellerle ilk yıl yüzde 60, takip eden yılda yüzde 70 yerlilik oranıyla olacak şekilde yatırım yapılacak. Ar-Ge ile yüzde 80 yerli mühendis zorunluluk şartı var. Burada kritik olan husus yan sektörlerle birlikte Türkiye’deki önemli bir pazar gelişecek. Rüzgar YEKA’sı için şartname inşallah bir iki hafta içinde açıklanacak. Dünyadaki birçok büyük rüzgar üreticisi firmalarla görüştük, hepsinin de ilgili olduğu görüşmeler neticesinde şartnameyi açıklayacağız inşallah. Bu yaz bitmeden YEKA uygulamasını rüzgarda da hayata geçireceğiz. Yaklaşık 8 bin kalem kırılımı olan rüzgar türbini teknolojisinde muazzam bir yerlileştirmenin önünü açacağız. Bu şekilde sadece maliyet düşmeyecek iç talep karşılanmayacak, aynı zamanda bölgedeki rüzgar ve güneş potansiyelini de harekete geçirecek bir stratejinin önünü açacağız. Nükleer teknolojide de Türkiye, bölgesel ve küresel olarak bir üst lige çıkarak bu altyapıya kavuşacak.”

“Elektrikte 2020’ye kadar 30 milyar lira yatırım”

Bu strateji içinde en önemli unsurlardan birinin de elektrik iletim ve dağıtımına yapılacak yatırımlar olduğunu ve bundan sonraki süreçte elektrik üretim yatırımları değerlendirilirken bölgedeki arz-talep dengesine bakılacağını anlatan Albayrak, “Bir enerji projesini önceliklendirirken, o sahanın verimlilik noktasında makul olup olmadığı, bölgenin o yatırımı talep edip etmediği gibi kriterler değerlendirilecek. Tüm bu çerçevede, iletim ve dağıtım altyapısıyla uyumlu bir üretim altyapısını oluşturacağız” ifadesini kullandı.

Bakan Albayrak, elektrik iletim ve dağıtımları için 5 yıllık süreçte 30 milyar liralık bir bütçe ortaya konulduğunu ve bu rakamın 18 milyar lirasının dağıtımda özel sektör tarafından, 12 milyar lirasının da Türkiye Elektrik İletim AŞ (TEİAŞ) bünyesinde yapılacağını anımsattı.

Bu alanda yapılacak yatırımların sıkı bir takip ve koordinasyon ile değerlendirileceğini aktaran Albayrak, “Ayrıca, ilk olarak ulusal SCADA sistemi ikinci olarak da siber atakları önleme merkezimizi kuracağız. Tüm enerji altyapımızın yazılım süreçleri için ulusal bir SCADA sistemi için süreci başlattık. Siber atak altyapısını da dünya standartlarının üzerine çıkarmak zorundayız. Bu noktada da önemli bir yatırım sürecine yürüyoruz” dedi.

“Bağımsız enerjiye, güçlü ve büyük Türkiye’ye ‘Evet’ diyoruz”

MİGEM’in sadece izin veren değil, aynı zamanda denetleyen bir kurum olarak iç içe geçen yapısını ikiye ayırdıklarını vurgulayan Albayrak, özellikle madencilik alanındaki eksiklerinin farkında olduklarını vurguladı.

Son olarak Karot Bilgi Bankası’na ilişkin değerlendirmelerde bulunan Albayrak, “Kafamıza estiği gibi madencilikte sondaj yapıyoruz. Bunun arşivi, nerede ne bulunmuş, yok mu? Türkiye haritasındaki tüm sondaj faaliyetlerinin ‘veri tabanı’ diyebileceğimiz haritayı çıkartarak, herkese açık bir merkezde Türkiye’deki bütün altyapıyı arşivliyoruz. İnşallah bu yıl bunu hayata geçiriyoruz. Madencilikteki altyapı açısından çok önemli bir yere sahip olacak olan raporlama sistemini hayata geçiriyoruz. Çünkü bizim sermaye olarak bir kuruşu dahi sokağa atma lüksümüz yok” diye konuştu.

Albayrak, kaliteli ve kesintisiz enerjiyle daha rekabetçi bir iklimin oluşturulmasından dolayı düşen maliyetlerle halkın daha ucuz enerjiye ulaşmasının önünün açılmasına hizmet edeceklerini kaydetti.

Türkiye’nin, bölgesel enerji ve arz güvenliğine katkıda bulunan ve bölgesel refah ve barışa katkı sağlayan bütün projelerin yanında olduğunu vurgulayan Albayrak, “Bu felsefeyle tüm oyuncu ve paydaşlarla bundan sonra da iş birliklerini güçlendirerek yola devam edeceğiz. Türkiye’nin bir üst lige çıkması, en büyük on ekonomiden biri olması ve birçok alanda olduğu gibi enerji alanında da rekabetçi bir Türkiye oluşturulması için tüm stratejik vizyonların hayata geçirilmesi gerekli. Bunun için bağımsız enerjiye, güçlü ve büyük Türkiye’ye ‘Evet’ diyoruz. Biz yeni başladık. İstanbul’un enerjisiyle birlikte, yeni, büyük ve güçlü Türkiye vizyonuna sizlerden alacağımız enerjiyle de inşallah adım atalım istedik. Bu anlamda tüm paydaşlardan katkı, destek ve paylaşım açısından her türlü yoruma açığız. İnşallah her şey Türkiye’miz için hayırlı ve güzel olur” ifadelerini kullandı.

#beratalbayrak, #millienerji, #madenpolitikasi, #tanitimprogrami